Annem Çalışıyor

Annem Çalışıyor

Çocuğu olmadan çalıştığı işinden memnun ve kariyer planları olan pek çok kadının anne olduktan sonra işini tamamen ya da belirli bir süreliğine bırakıp çocuğuna  bakmayı tercih ettiğini görmekteyiz. Ancak yeni doğan bebeğe bakmaya başlayan annelerin bu seçimi zamanla günlük iş temposu yerine evde bebekle zaman geçirmekten bunalmalarına neden olabilir.  Özellikle zor bebek olarak adlandırabileceğimiz, günlük ihtiyaçlarının karşılanması (yemek, uyku v.b.) rutin bir programa uydurulamayan bebeklerin annelerinin yaşadığı sıkıntı tükenmişliğe dönüşebilir.

İşe geri dönene kadar geçen zamanda kariyerleri adına gelişmeleri takip edememek, işi bırakmış iseler yeni bir iş bulamayacaklarına dair kaygıları da annelerin olumsuz duygularını destekleyen faktörlerdir. Zamanla işi bırakmış olmak bazı annelerin bu seçimlerinden dolayı çocuğunu suçlamalarına, ona öfkelenmelerine neden olabilir ve anne-bebek ilişkisi olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle annenin bebek doğduktan kısa bir süre sonra (en fazla 3 ay) işine geri dönebilmesi bebek-anne arasındaki ilişkinin ve aile dengesinin sağlıklı devam edebilmesini sağlayacak bir seçim olabilir.

İşte geçirdiği zamanı çocuğu ile birlikte geçiremediği ve kendisi yerine bir başkasının çocuğuna bakım verdiği için annelerin üzülmesi hatta suçluluk hissetmesi doğaldır. Bebek için anneden ayrılmak normal olarak tedirgin edici bir durumdur ve özellikle annesi sabah işe gitmek için ağlayan bebeklerin annelerin de suçluluk duygusu daha da belirginleşir. Ancak, temel ihtiyaçları bakıcısı tarafından en iyi şekilde karşılansa da ve bütün bir gün boyunca bakıcı ile vakit geçiriyor olsa da bu durum bebeğin annesi ile özel bir duygusal bağ kurabilmesine engel değildir. Bebeklerin annesinin işten gelme saatini öğrendikleri ve o saat yaklaştıkça davranışlarının değiştiği gözlenmektedir.

2.5-3 yaşına gelmiş ve o döneme kadar bakıcı ile evde büyümüş çocuklar için sosyalleşme ve okul öncesi eğitim için kreşe gitmeleri gündeme gelmektedir. Kreşe başlama anne-babadan ayrılmanın yanı sıra tanıdık fiziki ortamdan da ayrılmak anlamına geldiğinden çocuk kendini güvensiz ve tehlikede hissedebilir.  Her tehlike durumunda sığınabildiği anne-babası tarafından bırakılmak çocuğu tedirgin edip kaygısının artmasına neden olabilir. Ayrılık kaygısı (anksiyetesi) olarak adlandırılan bu durumun yaşanması normal olmakla birlikte kreşin aileyi doğru yönlendirmesi ile ortadan kalkar ve çocuk 1-2 hafta (en fazla 1 ay) içerisinde okula uyum sağlayabilir. Ancak bu uyum süreci devam ederken sabahları okula gitmek istememek, okul yolu boyunca ağlamak gibi davranışlar ortaya çıkabilir ve annenin suçlu hissetmesine neden olabilir. Oysa kreşe gitmek çocuğun yaşıtlarıyla birlikte sosyal becerilerini geliştirebildiği, oyun oynayabildiği, kurallara uymayı öğrendiği ve okul öncesi akademik becerilerini geliştirebildiği bir fırsattır.

Çalışan bir anne çocuğu ile daha az zaman geçiriyor olsa da evde olduğu saatlerde onunla daha fazla ilgilenerek bu yoksunluğu telafi edebilir. Çalışan annelerin çalışmayanlara oranla çocuğuna kitap okumaya, beraber oyun oynamaya, sinemaya gitmeye ve beraber alış-veriş yapmaya daha fazla zaman ayırdıkları bilinmektedir. Bu sayade çocuğa ayrılan zaman az da olsa daha kaliteli olabildiği için annenin çalışmasının olumsuz etkileri ortadan kalkabilir……..

anahtar kelimenizi girin